“Helaller bellidir, haramlar da bellidir''
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

“Helaller bellidir, haramlar da bellidir''

“İlim aramak için bir tarafa yönelen kimseye Allah,cennet yolunu kolaylaştırır.”
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Dünyadan nasibini unutma

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
aslanyurek
Admin
aslanyurek


Mesaj Sayısı : 114
Kayıt tarihi : 07/01/09
Yaş : 34
Nerden : antalyadan

Dünyadan nasibini unutma Empty
MesajKonu: Dünyadan nasibini unutma   Dünyadan nasibini unutma EmptyÇarş. Ocak 14, 2009 11:31 am

Dünyadan nasibini unutma.
Kasas Süresi, 28:77
IBRETLI bir kissanin içinde yer alan bu söz, Karun’a verilen ögütler arasinda geçiyor.

Karun, Ankebut Süresinin 39. ayeti ile Mü’min Süresinin 24. ayetinde verilen bilgiye göre, Firavun ve Haman ile birlikte, ülkede büyüklük taslayan ve halka zulmeden varlikli bir yöneticiydi. Kasas Süresinde ise, bu sahsin kissasi nakledilmekte, ona verilen ögütlerin etkisiz kalmasi ve sonunda Karun’un sarayiyla birlikte yerin dibine geçirilmesi anlatilmaktadir.

Ayetin bildirdigine göre, Karun öylesine zengin biriydi ki, sadece hazinelerinin anahtarlarini tasimak bile güçlü bir topluluga zor geliyordu. Kendisine “Simarma” diyenlere verdigi cevap ise “Bütün bunlar bilgim sayesinde benim oldu” sözünden ibaretti. Bundan sonrasini, Kasas Süresinin ayetleri söyle anlatiyor:



Derken, bütün debdebesiyle kavminin karsisina çikti. Dünya hayatini arzulayanlar, “Keske Karun’a verilenin benzeri bize de verilseydi,” dediler. “Gerçekten onun çok büyük bir nasibi var.”

Kendilerine ilim verilmis olanlar ise, “Yazik size,” dediler. “Iman eden ve güzel bir is yapan kimse için Allah’in verecegi ödül daha hayirlidir. Ona da ancak sabredenler kavusur.”

Sonra Biz onu da, sarayini da yerin dibine geçirdik. Artik ne Allah’a karsi ona yardim eden bir topluluk vardi, ne de o kendisine yardim edecek haldeydi.

Aksam vakti onun yerinde olmak isteyenler ise, sabahladiklarinda, “Demek ki,” diyorlardi, “Allah kullarindan dilediginin rizkini genisletir, diledigininkini de daraltirmis. Allah bize lütfetmeseydi biz de yerin dibine geçecektik. Demek nankörler iflah olmuyormus!”(1)



Karun’un akibetini haber vermeden önce, Kur’an, ona su ögütlerin verildigini de hatirlatiyor:

“Simarma. Çünkü Allah simariklari sevmez. Allah’in sana verdikleriyle ahiret
yurdunu kazanmaya çalis; dünyadan nasibini unutma. Allah sana nasil ihsanda
bulunduysa sen de öylece insanlara iyilik yap. Memlekette bozgunculuk yapmaya da
kalkma. Çünkü Allah bozgunculari sevmez.”
Bu özlü sözler, insana dünyada verilmis olan nimetlerin asli amacini, “ahiret yurdunu kazanmak” seklinde belirliyor. Zira dünya mali ne kadar göz kamastirirsa kamastirsin, devam eden bir mülk degildir; çok geçmeden ya o insanin elinden çikar, ya da insan bu dünyadan çikar. Eger insan elinde firsat varken dünya nimetlerini ahirette kendisine kazanç saglayacak bir sekilde kullanmazsa, nasipsiz bir sekilde ahiret yurduna ayak basar ki, Karun’a verilen ögütte bu tehlikeye isaret edilmis ve “Dünyadan nasibini unutma” denmistir.

Gerçi bu sözü “Dünya nimetlerinden nasiplenmeyi unutma” seklinde anlayanlar da vardir; ama agirlikli olan görüs, “Dünyadan ahirete götürecegin nasibini unutma” seklindedir. Zira kimsenin, özellikle Karun gibi birisinin dünyalik nasibiyle ilgili nasihate ihtiyaci olmadigi gibi, Kur’an da dünya ve içindekilerden söz ettigi zaman, nazarlari, asil yasanacak yer olan ahirete çevirir. Üstelik, çogu zaman, bunu ani bir sekilde, adeta bir sok verircesine yapar ve muhatabini hayatin en temel gerçegiyle, yani dünyanin faniligi ve ahiretin bakiligiyle yüz yüze getirir. Bir yerde, “Aziklanin,” dedikten sonra ilave eder:


Fakat azigin en hayirlisi takvadir.(2)
Bir baska yerde, “Çirkin yerlerinizi örtsün ve sizi süslesin diye Biz size elbise indirdik” der. Hemen arkasindan da sözü asil maksadina getirir:


Takva elbisesine gelince, iste bu en hayirlisidir.(3)
Bu dünyaya Kur’an’in gösterdigi yerden bakan bir kimse de, elbette ki ondan nasiplenmeye çalisacak ve Allah’in ona verdigi dünya nimetlerini, ahiret yurdu hesabina bir kazanca dönüstürmek isteyecektir. Bunun ötesinde dünyadan alinacak bir nasip ise, merhum Elmalili’nin da isaret ettigi gibi, bir kefenden baska nedir ki?

Veya söyle de sorabiliriz:

Dünyadan nasip olarak, sade bir kefen ile yerin dibine geçmis bir saray arasinda ne fark vardir?

Kur’an ise, ibretli kissalari ve uyarici ayetleriyle her zaman bize asil büyük nasibin adresini veriyor:


Kendiniz için hayir olarak önceden ne gönderirseniz, Allah katinda onu daha hayirli ve sevabi daha da artmis olarak bulursunuz.(4)
Lütfen sitemizden aldığınız tüm konuları KAYNAK gösteriniz...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://ilahibirlik.yetkin-forum.com
 
Dünyadan nasibini unutma
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
“Helaller bellidir, haramlar da bellidir'' :: İSLAMİ KONULAR :: .·[ KUR'AN-I KERIM ]·.-
Buraya geçin: